skip to Main Content
Oyun Oynamanın Önemi – İstanbul Gönüllüleri

Oyun oynamanın önemi büyüdükçe unuttuğumuz bir gerçek. Oyun bir vakit öldürme etkinliği değildir. Montessori’nin de dediği gibi çocuğun en önemli işidir. Yetişkinliğin, sosyal davranışların, duyguların ve becerilerin deneyimlendiği ve öğrenildiği yerdir. 

 

Engelliler haftası için İstanbul Gönüllüleri ile sizlere bir video hazırladık. Oyun oynamanın öneminden bahsettiğimiz videoda, özel gereksinimli çocuğunuzla evde oynayabileceğiniz bir de oyun mevcut. Günlük rutinleriniz içerisinde oynayacağınız bu oyunla, eşleme becerisinin gelişimine de katkı sağlayacaksınız. 

 

Videoyu alttaki linkten izleyebilirsiniz. Okumayı sevenler ise, videonun altında yazıya ulaşabilirler. 

Otizm spektrum bozukluğu, serebral palsi, zihinsel engelli, down sendromu, disleksi, diskalkuli, disgrafi, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, asperger sendromu, mozaik down sendromu gibi tanılar almış tüm özel gereksinimli çocuklarımız için hazırladığımız diğer videolardan haberdar olmak için İstanbul Gönüllüleri Youtube kanalına abone olabilirsiniz. 

Oyun Oynamanın Önemi – İstanbul Gönüllüleri

 

Tanışalım

Merhaba, ismim Özce Zeynep Akçın. Özel Eğitim Uzman Öğretici, Okul Öncesi Öğretmeni ve Nörobilim Uzmanıyım.

 

Engelliler Haftası ve Oyun

Biliyorsunuz ki bu hafta Dünya Engelliler Haftası. Bu sebeple çocuklarınızla evde oynayabileceğiniz oyunları sizinle paylaşmak istedik. Çok önemli bir beceri olan oyun çocuğun yetişkinliğe hazırlanmasını ve öğrenmesini sağlar. Öğrenme fazladır, çünkü hareket ve katılım vardır. 

Biz de okul hayatımızda normal derslerimizdense laboratuvar derslerini ve gezileri daha net hatırlarız. Bunun iki sebebi var. 

 

Tüm Beyin Etkinlikleri

Birincisi tüm beynimizle deneyimlememiz. Yürüyoruz kaba motor çalışıyor. Bakıyoruz, görme bölgesi; duyuyoruz, işitme bölgesi; bazı kokular alıyoruz, koku bölgesi; dokunuyoruz, duyu bölgesi çalışıyor. Düşünüyoruz, frontal lob yani düşünme ve problem çözme bölgesi çalışıyor.

 

Amigdala = Duygu

Daha iyi hatırlamamızın diğer sebebi ise duygularımızın işin içinde olması. Tüm bu deneyimler sırasında merak ediyoruz, heyecanlanıyoruz, şaşırıyoruz, belki gülüp şakalaşıyoruz. Tüm bunlar beyinde amigdalaya kaydoluyor. Duygu kaydını tutan amigdala ile hafızadan sorumlu hipokampus birlikte çalışırsa öğrenmenin hızı ve kalıcılığı kat kat artıyor. 

 

Tüm Benliğinle Oynamak

Bu sebeple tüm benliğimizle oyun oynamalıyız. Gülmeli, şaşırmalı, duygularımızı jest ve mimiklerimizle abartılı bir şekilde göstermeliyiz. Eğer oyun oynarken aklınız biriken bulaşıklarda ya da yetişmesi gereken işte ise, çocuğunuz oyundan keyif alamaz. Bugüne kadar tableti elinden bırakmıyor denen hiçbir çocuk benim yanımda tabletle oynamadı. Çünkü ben oyundan çok keyif alıyorum ve çocuklar tabletle oynamaktansa benim deneyimlediğim neşe ve heyecana ortak olmayı tercih ediyorlar. 

“Tamam heyecanlanalım, oynayalım da; oyuncaklar çok pahalı” dediğinizi duyar gibiyim. Çok haklısınız ve bunu tüm velilerimden duyuyorum. Ama merak etmeyin bu bizim için dezavantaj değil aksine büyük bir avantaj. Emin olun çocuklar yetişkinlerin kullandığı nesneleri kullanmayı oyuncaklardan daha çok seviyorlar. 

 

Genelleme

Özel eğitim seanslarında oyuncaklar ve eğitsel materyallerle verilen eğitimi evde günlük nesnelerle tekrar edebilirsiniz. Hem edindiği bilgileri pekiştirmiş olursunuz hem de genellemeyi sağlarsınız. Genelleme bir uyarana verilen tepkinin benzer uyaranlara da verilmesidir. Görünüşleri farklı olsada çam ağacı, çınar ağacı, gül ağacı… hepsinin ağaç olduğunu bilmemiz gibi. Örneğin seansta terlik resimlerinin eşlenmesi çalışılırken, siz de evde gerçek terlikleri eşleme çalışırsanız genellemeyi de sağlamış olursunuz. Bu sadece eşleme, gruplama gibi bilişsel beceriler için geçerli değil. Kaba motor, ince motor, sosyal duygusal ya da özbakım gibi tüm beceriler için geçerli.

 

Çorap Eşleme Oyunu

O yüzden sizinle paylaşmak istediğim ilk oyun, çorap eşleme oyunu. Çok seviyorum bu oyunu çünkü annelerin de işlerini kolaylaştırıyor. Bu oyun için tek ihtiyacımız yeni yıkanmış mis gibi tertemiz çoraplar. Yapacağımız şey ise basit: çorapları çocuğumuzun önüne döküyoruz ve eşlemesini istiyoruz. Eğer gerekiyorsa gözünüz ya da parmağınızla ipucu verebilirsiniz. Karşısına oturup siz başlayarak model olabilirsiniz. Ya da fiziksel yardımla (ama arkasından) dirsekleri yada ellerini tutarak yapmasını sağlayabilirsiniz. Bu sayede hem çoraplarınız toplanmış olacak, hem de çocuğunuz öğrenmiş olacak. Ama sakın şaşırmayı: “aman allahım! o çorabın eşi o değil miydi acaba?”, sevinmeyi: “hiii! çorabı süpper eşledin!” ve ses tonunuzu yükseltip alçaltarak, jest ve mimiklerinizi kullanarak duygulara hitap etmeyi unutmayın. 

Sevgiler.

This Post Has 0 Comments

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back To Top